Presbiakuzi, yaşın ilerlemesi ile kokleadaki tüy hücrelerinin dejenerasyonuna bağlı olarak ortaya çıkan sensörinöral tip işitme kaybıdır. Presbiakuzi 70 yaşına kadar yaşlı yetişkinlerin %50’sinden fazlasını, 90 yaş üzerindeyse hemen hemen tüm yaşlı yetişkinleri etkilemektedir. Bu tür işitme kayıplarındaki patoloji iç kulak ile doğrudan bağlantılıdır. Etki faktörü olarak genetik gibi iç faktörler ve gürültü, ilaç vb. gibi dış faktörler sorumlu tutulabilmektedir.
İşitme eşiklerinin gösterildiği odyogram grafiğinde öncelikli olarak yüksek frekanslar etkilenirken zamanla tüm frekans bölgeleri etkilenebilmektedir. Burada önemli işitme kaybının olabildiğince erken teşhis edilip gerekli rehabilitasyon basamaklarının uygulanmasıdır.
Teşhis için öncelikli olarak detaylı bir hikaye alınmalıdır. Günlük hayatını etkileyen şikayetleri rapor edilmelidir. Fiziksel muayenede otoskop ile dış kulak yolu ve kulak zarı mutlaka incelenmelidir. Bunun yanı sıra hastanın motor becerileri (el, kol hareketleri vb.) göz önünde bulundurulmalıdır.
Değerlendirme için hastaya saf ses odyometrisi ve konuşma odyometrisi yapılmalıdır. Presbiakuzi hastaları söylenenleri anlamada güçlük çekebilmektedir bu da duyuyorum ama anlamıyorum şikayetini yaygınlaştırmaktadır.
Tedavi sürecinde işitmeyi geri kazandırabilecek medikal bir tedavi mevcut değildir. Gürültü, kalp rahatsızlıkları, tansiyon, ototoksik ilaç kullanımı gibi risk faktörlerinin minimum düzeyde tutulması kokleadaki tüy hücrelerinin zarar görmesini önleyebilmektedir. Medikal tedavi uygulaması olmayan presbiakuzi için işitsel rehabilitasyon süreci oldukça önem arz etmektedir.
İşitme cihazı kullanımı ile hastanın rehabilitasyon sürecine olabildiğince erken başlanmalıdır. İşitme kaybından kaynaklanan dezavantajları ortadan kaldırabilmek ya da en aza indirgemek amacıyla uzman ekip tarafından hastaya en uygun işitme cihazı seçilmelidir. İşitme cihazını seçerken işitme kaybının türü, derecesi, konfigürasyonu, hastanın konuşmayı ayırt etme becerisi, motor becerileri, sosyal yaşamı ve estetik kaygıları göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir.
Gelişen teknoloji ile gürültülü ortamlarda konuşmaları ön plana çıkartan, rüzgar sesini baskılayan, ortam değişimlerini algılayıp otomatik adaptasyon sağlayan işitme cihazları mevcuttur.
Yaşa bağlı işitme kaybının insanların yaşam kalitesi üzerindeki negatif etkisi oldukça fazladır. İşitsel girdilerin minimum düzeyde olması bilişsel gerilemeye de sebep olmaktadır. Tüm bu nedenler doğrultusunda erken teşhis ve rehabilitasyon sürecinin başlatılması kritik önem taşımaktadır.